20 Haziran 2011 Pazartesi

yatak odasında felsefe (marquıs de SADE)

  Ve insanın kendi Tanrı,sını hak etme gerekliliği nereden gelir?İnsanı tamamen iyi yaratsaydı asla kötülük yapamazdı ve yalnızca bu durumda eser bir Tanrı ya layık olurdu.Bu insana bir tercih bırakmak yerine onu kışkırtmakdır.Oysa Tanrı ,sonsuz önseziyle ,ortaya çıkacak sonucu gayet iyi biliyordu.Böyle olunca da bizzat kendisinin oluşturduğu yaratığı zevk için kaybediyor. (......) Bununla birlikte,bu kadar yüce bir uğraştan pek az memnun kalarak,inancını değiştirsin diye insanı boğar;onu ateşe atar,lanetler.Bu yaptıkları insanı asla değiştirmez. 




Her halk kendi dininin en iyisi olduğunu sürer ve ikna etmek için yalnızca birbirleriyle uyumsuz olmakla kalmayan,neredeyse hepsi çelişik olan sayısız kanıta dayanır.İçinde bulunduğumuz derin cehalette bir Tanrının varlığını varsayarsak,hangi din Tanrının hoşuna gidebilir?Eğer aklı başında insanlarsak ya bunların hepsini korumalıyız ya da hepsini yasaklamalıyız...


Antikçağa bakarsak,hırsızlığın Yunan ın tüm cumhuriyetlerinde izin verilmiş ödüllendirilmiş bir şey olduğunu görürüz.Sparta ya da Lakedaimon hırsızlığı açıkca destekliyordu;bazı halklar hırsızlığı açıkca bir erdem olarak görmüşlerdi;hırsızlığın cesareti,gücü,yeteneği geliştirdiği tek kelimeyle cumhuriyetci bir yönetime,dolasıyla bizimkine yararlı tüm erdemleri geliştirdiği açıkdır.Şimdi tarafsız olarak şunu sormaya cesaret ediyorum;Eşitliği amaçlıyan bir yönetimde zenginlikleri eşiyetliyici etkisi olan hırsızlık büyük bir kötülükmüdür?Hayır,kuşkusuz;Çünkü bir yandan eşitliği geliştiriken diğer yandan kendi malını korumayıda haklı kılmaktadır.(.....) İmdi ,hiç bir şeyi olmıyanın her şeye sahip olana saygı göstermesini emreden yasa pekmi adildir,sorarım size?Toplumsal sözleşmenin öğeleri nelerdir?Her iki tarafın sahip olduklarını güvence altına almak ve korumak için kendi özgürlüğünden ve mülklerinden bir bölümünü bırakmak değilmidir?

1 yorum:

  1. Büyük eylemler ancak yasaların suskun kaldığı anlarda patlak verir.

    Nasıl kalbin mantıktan daha güçlü bir öz mantığı varsa, bir anlatının da yazarının arzularından daha güçlü, daha buyurucu öz arzuları, tatminini arayan gizli ihtiyaçları vardır.

    YanıtlaSil